Uzun yıllardır şirket performansının değerlendirilmesinde kullanılan ana kaynak olan finansal tabloların, şirket performansının değerlendirilmesi açısından artık yetersiz kaldığı ve günümüzde yatırımcıların yatırım kararları alırken finansal veriler kadar finansal olmayan verilere de ihtiyaç duyduğu görülmektedir.
Başta pandemi ve Rusya-Ukrayna savaşı olmak üzere son yıllarda yaşanan gelişmeler, küresel ölçekte tüm ülkeleri etkilemiş, şirketlerin tedarik ve üretim süreçlerinde aksaklıklara sebep olmuş ve şirketlerin finansal tablolarında gösterilmeyen risklerin aslında şirketlerin finansal performansını da etkileyeceğini göstermiştir.
Bu doğrultuda, şirket performansının sadece finansal verilerle değerlendirilmesi anlayışından uzaklaşılmış ve yatırımcılar, çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) konularındaki risk ve belirsizliklerin şirket performansına etkisini değerlendirmelerine imkân tanıyan verileri talep etmeye başlamışlardır. Diğer taraftan, iklim krizinin sebep olduğu küresel ısınma, biyoçeşitlilik kaybı, kuraklık riski, gelir adaletsizliği, toplumsal cinsiyet eşitsizliği, iş ve toplumsal etik ihlalleri gibi konuların sebep olduğu finansal, sosyal ve çevresel sorunların göz ardı edilemez boyutlara gelmesiyle, toplumlar sürdürülebilirlik konusunda daha duyarlı ve bilinçli hâle gelmeye başlamıştır. Sürdürülebilirlik konusunda yaşanan bu gelişmeler, şirketleri sorumluluk almaya ve toplum beklentilerine cevap vermek adına; çevre, çalışan hakları, şeffaflık, etik ve hesap verilebilirlik gibi konularda yeni stratejiler geliştirmeye ve faaliyetlerinin çevresel, sosyal ve yönetişim konularına olan etkilerini açıklamaya sevk etmiştir.
Genel olarak gönüllü olarak yapılan bu açıklamaların, çeşitli çerçeve, ilke ve esaslara göre hazırlandığı görülmektedir. Ancak şirketlerin gerçek anlamda sürdürülebilirliğe katkı sağlamaları; hazırlanan raporların şeffaflığına, karşılaştırılabilirliğine ve güvenilirliğine bağlı olup, bunun sağlanması için ortak amaçlar doğrultusunda küresel ölçekte adımların atılarak raporların ortak bir dilde standardizasyonun sağlanması gerekmektedir.
İşletmeler toplum ve paydaş beklentilerine cevap vermek adına gönüllü olarak yaptıkları sürdürülebilirlik raporlarını çeşitli çerçeve, ilke ve esaslara göre hazırlamaktadır. Ancak işletmelerin gerçek anlamda sürdürülebilirliğe katkı sağlamaları; raporlamanın şeffaflığına, karşılaştırılabilirliğine ve güvenilirliğine bağlı olup bunun sağlanması ise ortak amaçlar doğrultusunda küresel çapta adımlar atarak raporların ortak bir dilde standardizasyonun sağlanmasıyla mümkündür.
Sürdürülebilirlik konusunda dünyada birçok gelişme yaşanmış, ülkemiz de aynı hızla reaksiyon almış ve gerekli düzenlemeleri mevzuata kazandırmıştır. Bu doğrultuda; işletme yönetimlerinin sürdürülebilirlik açısından daha sorumlu davranması, yatırımcıların kararlarını etkilemesi beklenen çevre, sosyal ve yönetişim hususlarına ilişkin açıklamalarının şeffaf ve karşılaştırılabilir bir şekilde raporlanması ve uygulama birliği ile raporlama güvenilirliğinin sağlanması amacıyla Kurumumuz, 4 Haziran 2022 tarihinde 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda yapılan değişiklikle; Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartlarını belirlemeye ve yayımlamaya yetkili kılınmıştır. Akabinde 9 Kasım 2022 tarihinde 660 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede yapılan değişiklikle ise; gerektiğinde değişik işletme büyüklükleri ve sektörler itibarıyla farklı düzenlemeler yapma ve sürdürülebilirlik raporlarına ilişkin denetim yapacakları yetkilendirme ve gözetime tabi tutma yetkisini haiz olmuştur.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda ve 660 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’de yapılan değişikliklerle, “uluslararası standartlarla uyumlu Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartlarını belirlemeye ve yayımlamaya, gerektiğinde değişik işletme büyüklükleri ve sektörler itibarıyla farklı düzenlemeler yapmaya ve bu konularda denetim yapacakları yetkilendirmeye ve gözetime tabi tutmaya” Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu yetkili kılınmıştır.
Tüm bu gelişmeler neticesinde Kurumumuz bünyesinde çalışmalara başlanmış ve 28/03/2023 tarihi itibarıyla Sürdürülebilirlik Standartları Dairesi Başkanlığı kurularak faaliyete geçirilmiştir.
Daire Başkanlığımızın görev ve yetkileri aşağıdaki şekildedir:
- Uluslararası standartlarla uyumlu Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartlarının oluşturulmasına ve yayımlanmasına ilişkin çalışmaları yapmak.
- Görev alanıyla ilgili ikincil düzenlemelere yönelik çalışmaları yapmak.
- Mevzuat taslaklarını standartlara uyumu açısından değerlendirmek ve diğer kamu kurumlarının Kurulca onaylanacak düzenlemelerine ilişkin çalışmaları yapmak.
- Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartlarına ilişkin dijital Taksonomi oluşturmak.
- Ulusal ve uluslararası uygulama ve gelişmelerin izlenmesine, uluslararası kuruluşlarla ve diğer ülkelerin ilgili kurumlarıyla iş birliği yapılmasına ve gerektiğinde bu kuruluşlara üye olunmasına ilişkin görev alanıyla ilgili iş ve işlemleri yürütmek.
- Faaliyet alanıyla ilgili olarak sürdürülebilirlik raporlaması yapacak işletmeler bünyesinde söz konusu alanda çalışma yapacak nitelikteki kişilere ilişkin düzenleme yapmak.
- Sürdürülebilirlik raporlamasına ve güvence denetimlerine ilişkin farkındalığı artırmak ve uygulamada yaşanan aksaklıkları gidermek amacıyla uygulama rehberleri oluşturmak, bilgilendirici dokümanlar oluşturmak eğitim, seminer, konferans ve diğer etkinlikleri düzenlemek.
Kaynak: KGK